İngilizce
İngilizce yazmak, konuşmak, okumak ve dinlemek için tavsiyeler
Neden İngilizce öğrenmek zor geliyor?
İngilizce, genellikle insanların ilk öğrenmeye çalıştıkları ve dil öğrenmede en acemi oldukları yabancı dil. Daha çok dil öğrendikçe bir sonraki dili öğrenmek kolaylaşıyor.
İngilizce söz dizimi Türkçe'nin tam tersi. Bu nedenle anadili Türkçe olanlar cümle kurarken daha çok duraklıyor. Bu da akıcılığı olumsuz etkiliyor.
Türkiye, Avrupa'ya bitişik ancak Lüksemburg gibi tam göbeğinde değil. Bu nedenle etrafımızda konuşulan dil çeşitliliği çok sınırlı. Bu da dil öğrenmeyi çoğu kişi için yaşamın ilerleyen yıllarında başlanan akademik bir uğraş haline getiriyor. Dil öğrenmeye erken başlamanın ve sosyal hayatın içinde doğal olarak öğrenmenin başarıya olumlu etkisi var.
İngilizce, Türkçe gibi fonetik bir dil değil. Hecelerin okunuşu, farklı sözcüklerin içinde farklılık gösteriyor. Hatta birçok eşyazımlı sözcük eşsesli değil, yani heteronim (bkz. live:canlı:/laɪv/ ve live:yaşamak:/lɪv/, tear:gözyaşı:/tɪər/ ve tear:yırtmak:/tɪr/, wind:rüzgar:/wɪnd/ ve wind:çevirmek:/waɪnd/). Bu da telaffuzda belirsizliği artırıyor. Uluslararası Ses Abecesinin (IPA) öğrenilmesi ya da Tureng gibi sitelerdeki telaffuz örnekleri bir nebze çözüm olabilir.
Fransızca ve İspanyolca gibi İngilizce'de de ardışık kelimelerin birbirine ulanması (liaison) konuşmalardaki sözcüklerin birbirinden ayırt edilmesini zorlaştırıyor.
Tarihsel olarak savaşlar haricinde Türk toplumu dışarıya kapalı bir yaşam sürmüş. Göçebe yaşam tarzı sona erdikten sonra dahi diplomatik ve ticari ilişkiler Venedikliler, Cenevizliler, Portekizliler, İspanyollar ya da Hollandalılar kadar gelişememiş. FSM'nin en az 6 dil bildiği söylense de saraydaki tercümanların da büyük kısmı yabancılardan oluşmuş. Dil öğrenmek burjuvaya ya da halka inen bir uğraş olmamış.
Çoğu okulda ya da kursta İngilizce'ye dilbilgisi kuralları üzerinden katı şekilde yaklaşılması dil öğrenmenin tüm heyecanını ve keyfini kaçırıyor. Büyük ihtimalle bu nedenle bir çok insan öğrenmeye devam edemiyor.
Birçok insan, İngilizce bilmekten ziyade YDS, YÖKDİL gibi bir sınavdan geçer not alabilmeyi amaç edinmiş. Dil öğrenirken pragmatik olmak ve en çok işe yarayacak kavramları önce öğrenmek faydalı olabilir ancak sadece sınavlara yönelik çalışan kişiler ileri seviyede İngilizce bilerek erişebilecekleri zengin mesleki, teknik ve edebi kaynak hazinesinden kendilerini mahrum bırakıyorlar.
Çoğu insan İngilizce pratik yapmak için karşılarına çıkan fırsatları tepiyor. Fakültelerindeki değişim öğrencileriyle İngilizce konuşmak yerine onlara Türkçe öğretmeyi, bir şey satma niyetleri yoksa çevrelerindeki turistlerle konuşmamayı tercih ediyorlar.
Maalesef çoğu insanın Türkçe'si çok kötü. Yazdıkları metinler anlatım bozukluklarıyla ve yazım hatalarıyla, konuşmaları totolojilerle dolu; sözcük dağarcıkları çok dar ve telaffuzları yanlış. Kendi dilini iyi bilmeyen birinin yabancı bir dili öğrenip güzel konuşması çok zor.